NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
وَهْبُ بْنُ
بَقِيَّةَ
عَنْ خَالِدٍ
عَنْ
مُحَمَّدٍ
يَعْنِي
ابْنَ عَمْرٍو
عَنْ أَبِي
سَلَمَةَ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَا
يَزَالُ
الدِّينُ ظَاهِرًا
مَا عَجَّلَ
النَّاسُ
الْفِطْرَ لِأَنَّ
الْيَهُودَ
وَالنَّصَارَى
يُؤَخِّرُونَ
Ebu Hureyre (r.a.)'den, Rasûlullah
(s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir;
"Müslümanlar
iftarda acele ettikleri müddetçe din üstün olmaya devam eder. Çünkü Yahudiler
ve Hıristiyanlar iftarı geciktirirler."
İzah:
bk. Buhari, savm;
Müslîm, sıyâm; Tirmizî, savm; İbn Mâce, sıyâm, Darimî, savm; Muvatta, siyam;
Ahmed b. Hanbel, V, 147, 172, 331, 334, 337, 339; Hakîm, Müstedrek, I, 431;
Beyhakî, es-Sünena'l-kübra, IV, 237.
Hadis-i şerifin
Buhârî'deki rivayeti, Sehl b. Said'den nakledilmiştir ve "İnsanlar iftarda
acele ettikleri müddetçe hayır üzere olmaya devam ederler" manasına
gelecek şekildedir. Ahmed b. Hanbel'in aynı konuda Ebu Zer vasıtasıyla yaptığı
bir rivayet de şu şekildedir: "Ümmetim, sahuru geciktirmeye ve iftarda
acele etmeye devam ettikleri müddetçe hayırda olmaya devam ederler".
Tirmizî'nin Ebu
Hureyre'den rivayet ettiği hadiste ise, Hz. Peygamber Cenab-ı Allah'ın;
"Şüphesiz kullarımın bana en sevimli olanı, iftarda en çok acele
edenidir"[Tirmizî, savm] buyurduğunu haber vermiştir.
Bu rivayetlerin tümü
iftarda acele etmeyi teşvik etmektedir. Diğer kitaplardan aktardıklarımızda,
iftarda acele eden insanların hayır üzre oldukları bildirildiği halde, Ebû
Davud'un rivayetinde müslümanların iftarda acele etmelerinin, tslâmiyetin üstünlüğünü
sürdürmesine vesile olacağı belirtiliyor. Bu, "Müslümanlar sünnete
sarıldıkları ve bunun şuurunda oldukları müddetçe, İslâmiyetin, dolayısıyla
müslümanların yüceleceği ve sünnetten uzaklaştıklarında da fitne ve fesadın
kendilerini saracağı"nı ifade etmektedir.
Hz. Peygamber
müslümanlara, iftarda acele etmelerini emrederken buna sebep olarak, Yahûdî ve
Hıristiyanların iftarı geciktirmelerini göstermiştir. Bu ifadelerde,
müslümanların îslâm düşmanlarına muhalefet etmelerinin gereğine işaret vardır.
Müslüman, Allah'ın düşmanlarına düşman oldukça Allah ona yardım eder.
Yahûdîler, oruç
tuttuklarında yıldızlar çıkıncaya kadar iftar etmezlerdi. İbn Hibban'ın
rivayet ettiği bir hadise göre Rasûlullah (s.a.v.); "Benim ümmetim, iftar
etmek için yıldızları beklemedikleri müddetçe, sünnetim üzre olmaya devam
ederler" buyurmuştur.
tbn Dakiki'I-İyd bu
hadisin, iftarı yıldızlar çıkıncaya kadar geciktiren Şiâyı reddetmekte olduğunu
söyler.
Hz. Peygamber'in
iftarda acele etmeyi teşvik etmesindeki hikmet, Ya-hudî ve Hıristiyanlara
muhalefetin yanısıra, oruçlu için bir şefkattir.
îmam Şafiî el-Ümm
adındaki eserinde şöyle der: "İftarda acele etmek müstehaptır. Kasdî
olmamak ve geciktirmeyi daha efdal saymamak şartıyla geciktirmek de mekruh
değildir."
Bu ifâdelerden
anlaşıldığına göre iftarı geciktirmek mekruh değildir. Çünkü bir şeyin müstehab
olması onun zıddının mekruh olmasını gerektirmez.